
Ergenlik, hem genç için hem aile için bir tür ikinci doğum gibidir. Çocuk artık çocuk değildir ama henüz yetişkin de sayılmaz. Duygular dalgalı, kararlar ani, davranışlar bazen anlaşılmaz… İşte tam da bu geçiş döneminde, sağlıklı iletişim bir lüks değil; bir ihtiyaçtır. Ancak bu iletişim sadece “nasılsın, ne yaptın?” demekle kurulmaz. Psikiyatrik ve duygusal temelleri olan sağlam bir yaklaşım gerekir.
Ergen Beyni Nasıl Çalışır? (Ve Neden Bizi Zorluyor?)
Ergenin beyninde özellikle prefrontal korteks dediğimiz karar alma ve kontrol merkezi henüz tam olarak gelişmemiştir. Bu da demektir ki bir anda parlamalar, mantıksız tepkiler ve “beni kimse anlamıyor” çıkışları aslında çok da sürpriz değildir. Çünkü bu, sürecin doğal bir parçasıdır. Ama bu doğallık, ailelerin hiçbir şey yapmadan beklemesini gerektirmez. Tam aksine bu dönem doğru rehberlik edilmezse, ileride daha büyük ruhsal yaralarla karşımıza çıkabilir.
Sağlıklı İletişim Ne Demek?
Öncelikle şunu netleştirelim: İletişim sadece konuşmak değildir. Karşındaki kişinin gerçekten anlaşıldığını hissetmesi gerekir. Özellikle bir ergen için…
Peki bu nasıl olur?
- Empati kurmak: “Ben de senin yaşındayken…” değil, “Seni anlıyorum, bu senin için zor olmalı.”
- Yargılamamak: “Bu davranış beni üzdü” demek, “Sen hep böyle yapıyorsun!” demekten daha etkilidir.
- Tutarlılık: Bir gün serbest, bir gün baskıcı olmak; güveni zedeler.
Bu temel kurallar sadece iletişim için değil, psikiyatrik denge için de temel taşlardır.
Uzm. Dr. Mustafa Kemal Özcan’ın da belirttiği gibi:
“İletişimin şeffaf, anlaşılır ve karşılıklı onayla kurulması; ergenin ruh sağlığını güçlendirir.”
Sadece Konuşmak Yetmez: Dinlemeyi de Bilmek Gerek
Ergen konuşurken, telefona bakmadan, kesmeden, sadece dinleyin. Ara sıra “Hmm anlıyorum” ya da “Devam et” gibi destekleyici cümleler söyleyin. Çünkü o an sadece bir şey anlatmıyor; kendini açmaya çalışıyor.
Ve bazen… sadece dinlenmek ister. Çözüm beklemez. Yargı hiç istemez.
Psikiyatrik Yaklaşımlar: Aileler Ne Yapabilir?
Sağlıklı iletişim kurmak isteyen her ebeveynin biraz da psikiyatrist gibi düşünmesi gerekir. Bilişsel davranışçı teknikler, aile içinde kullanılabilecek çok değerli araçlar sunar. Ergenin “ben başarısızım” gibi düşüncelerini fark etmesini sağlamak ve bunu “şu an zorlanıyorum ama gelişebilirim” gibi bir kalıpla değiştirmek, gerçek bir dönüşüm başlatabilir. Aynı zamanda, duyguları bastırmak değil; kabul etmek gerekir. Öfkelendi mi? Korktu mu? Kıskandı mı? Her duygu insani ve normaldir. Kabul edilen duygular, doğru zamanda ifade edilerek sönümlenir.
Bu alandaki tüm psikiyatrik yaklaşımları incelemek için Uzm. Dr. Mustafa Kemal Özcan uzmanlığından faydalanabilirsiniz.
Sosyal Medya, Rol Modeller ve Gerçek Hayat
Bugünün ergenleri yalnızca okuldan veya aileden etkilenmiyor. TikTok videoları, influencer’lar, YouTube yorumları bile bazen kimlik gelişiminde çok büyük rol oynayabiliyor. Bu noktada ebeveynler olarak yapılacak şey sosyal medyayı yasaklamak değil, gerçek ilişkileri güçlendirmek olmalı. Beraber yürüyüşe çıkmak, sanatla uğraşmak, bir şeyleri birlikte başarmak… Bunlar hem sosyal beceriyi destekler hem de gerçek bağ kurar.
Ne Zaman Psikiyatrik Destek Gerekir?
Bazı sinyalleri hafife almamak gerekir:
- Sürekli yalnız kalma isteği
- Yemek veya uyku düzeninde bozulmalar
- Kendine zarar verme düşünceleri
- Dış dünyayla tamamen bağlantı kopması
Bu belirtiler varsa, gecikmeden bir uzmana başvurmak gerekir.
Ergenlik Bir Savaş Değil, Ortak Bir Yolculuktur
Unutma: Her ergen bir bireydir. Kendi kimliğini bulmaya, dünyayı tanımaya ve anlaşılmaya çalışıyordur. Bu süreçte en çok ihtiyaç duyduğu şey; yargısız bir bakış, anlayışlı bir duruş ve güvenli bir bağdır.
Sen yanında olduğunu hissettirirsen, o zaman konuşur.
Sen saygı duyarsan, zamanla paylaşır.
Sen sabırlı olursan, er geç açılır.
Ergen çocuğunuzla sağlıklı bir iletişim kurmak ve bu süreci birlikte yönetmek için bizimle iletişime geçebilirsiniz.